Unutma Biçimleri by Marc Augé


Unutma Biçimleri
Title : Unutma Biçimleri
Author :
Rating :
ISBN : 9750844661
ISBN-10 : 9789750844669
Language : Turkish
Format Type : Paperback
Number of Pages : 80
Publication : First published January 1, 1998

“Unutmak, toplum için olduğu kadar birey için de bir zorunluluktur. İçinde bulunulan zamanın, şu anın ve bekleyişin tadına varmak için unutmayı bilmek gerekir; ancak unutmak bellek için de bir ihtiyaçtır: Uzak geçmişe ulaşabilmek için yakın geçmişi unutmak gerekir.”

Alışılagelmiş kuramsal antropolojik/etnografik söylemin ötesinde, insanın dünyadaki mevcudiyet anlarının yazınsal sınırlarında gezinen Augé’den “unutma” üzerine cesur bir kitap. Yaşamı anlatı olarak kuran bellekte içkin olarak bulunan unutma’dan Afrika kabilelerindeki ayin deneyimleri sonrası yaşanan unutma’ya varıncaya kadar, “Unutma Biçimleri” insan zihninin karanlık tarafına kısa bir yolculuk yapmak isteyenler için birebir.

“Faşist, bellekten yoksundur. Hiçbir şeyden ders almaz. Başka bir deyişle hiçbir şeyi unutmaz, kendi takıntılarının kesintisiz şimdiki zamanında yaşamaya devam eder.”


Unutma Biçimleri Reviews


  • A. Raca

    "Şimdiki zamanda kalmak için unutmak, ölmemek için unutmak, sadık kalmak için unutmak gerekir."

    "Sonuç olarak unutma belleğin canlı gücü, anı ise ürünüdür."

    Son zamanın benim için favori yazarı Augé'den kurgu dışı bir şeyler okumak da güzeldi. Yaşsız Zaman'ı umarım bulabilirim...

    Etnoloji ile ilgili pek fikrim olmasa da ilgimi bir çok yerde çeken küçücük bir kitap olmuş...

  • Büşra

    Fil hafızalının biri olarak bu kitabı neden hiçbir şeyi unutamadığımı anlamak için almıştım aslında; bunun yerine neden kurgu şeyler okumayı bu kadar çok sevdiğimi öğrendim. Bu da güzel bence.

  • Seher Andaç

    Sadakatini kaybetmeyen yolcuyu yani biz okuru, kitapla işbirliğine davet ederek, varlığını sürdüren bir şimdiki zamana uzanmak olanağını vaat ediyor.
    Tekrar okunacak! Çünkü; “ yeniden okumak, öngörmeksizin yeniden yaşamak, daha önce görülmüş olanın bıraktığı izlenimi onun ortaya çıkışını izlemekten vazgeçmeksizin geliştirmektir.”
    Daha ne olsun:)

  • belisa

    kesinlikle okuduğum en doyurucu metinlerdendi...

  • Pınar Bacı

    Marc Auge'nin unutmaya antropolojik açıdan yaklaştığı ve dil, edebiyat,ruhsallık alanlarında incelediği Unutma Biçimleri kısa ama etkileyici bir kurgu dışı kıtap.
    "Unutmak,toplum için olduğu kadar birey için de bir zorunluluktur." Unutarak affediyor, yeniyi yaratıyor, anımsamayı bile unutarak başarıyoruz.
    Hayli ilginç fikirleri,biraz karmaşık diliyle ufuk açıcı bir kitap.

  • Angela

    TELL ME WHAT YOU FORGET AND I WILL TELL YOU WHO YOU ARE (p 18)

    This book is three short chapters followed by a love note. Chapter 1 is gorgeous and a little life changing. RECOMMENDED. I'll share below some of its gems.

    Chapter 2 is mediocre French theory that put ME into oblivion three night this week - a sweet sedative for crossing over to the dreamworld. So the supposed intellectual meat is instead an incantation! Chapter 3 is on the relationship of forgetting to past, present and future. I had been happy Auge' could write this book without talking a lot of Proust and Dumas, but no, here's the discourse on Temps Perdu. There IS one very good idea here, but not the content/creativity ratio of Chapter 1.

    Chapter one introduces the concept of oblivion as something far deeper than forgetting. It's as mystical as intellectuals get, pointing to the place things go when they disappear. Auge' ranges over the blessings of a bad memory, and the ways that forgetting the recent past is what gives us a relationship to the ancient past. And, wonderfully, he writes of dreams.

    Like this:

    "... the adventures of the dream prolong those of the previous day - thus making the previous day and the dream a continuous thought called upon to be the subject of a same account that can be completely refined ONLY BY THE PERSON WHO IS STRONG AND LUCID ENUOGH TO REMEMBER all the details of his or her nocturnal life.... Europeans are AVERSE TO acquiring an AWARENESS OF THEIR OWN 'PSYCHOTIC CORE' and the best proof of this is that they have a tendency to forget their dreams" (p 12, emphasis mine)

    Radically, Chapter 1 offers a naturalistic view of western mind. It's wonderful and rare for this context, and beautiful above all else. (Auge' is a slightly offensive anthropologist of less developed cultures, so perhaps he is well accustomed to seeing more "savage" minds as continuous with nature.) Forgetting and remembering - disappearing and reconstitution - are discussed as plants, as wave forms, as earth.

    Like this:

    "It is quite clear that our memory would be 'saturated' rapidly if we had to preserve every image of our childhood, especially those of our earliest childhood. But what is interesting ins that which remains. And what remain - remembrances or traces, we shall come back to that - what remains is the product of an erosion caused by oblivion. Memories are crafted by oblivion as the outlines of the shore are crafted by the sea." (p 20)

    Chapter 1 brings an uncanny feeling for the relationship of forgetting - moreover, of OBLIVION - and death. But the relationship is reciprocal (this is a weirdly mystical notion). Disappearance is the little death that life needs to renew itself constantly.

    Auge' is BEING mystical here. Chapter 1 transmits this with uncanny Marxian sharpness I don't see when the same point is made in Zen or Yoga: "Oblivion is the life force of memory, and remembrance is its product." (p 21)

    Viola'.

  • Silvana

    Me lo compré para reconciliarme con el olvido y ahora mi aprehensión es todavía más profunda. Gracias, Marc, en realidad nunca quise dejar de ser la nostálgica por antonomasia.

  • Cuaderno de Lecturas (María)

    "Llevar a cabo el elogio del olvido no implica vilipendiar la memoria, y mucho menos aún ignorar el recuerdo, sino reconocer el trabajo del olvido en la primera y detectar su presencia en el segundo. La memoria y el olvido guardan en cierto modo la misma relación que la vida y la muerte."

  • Yahya

    Kitap unutma kavramını daha çok zaman üzerinden inceliyor. İnsanın şimdiki zamandan uzaklaşmak için zihninde yaptığı geçmişe dönük yolculuklar, hayata yeniden başlamak için geçmişin üstüne örtme biçimimiz hep unutmak istediğimiz şeylerin sonucunda ortaya çıkar. Ya da şimdiki zamandan kurtulmak için kendimizi özendiğimiz kişilerin ( Zengin birinin yerine geçme) yerine koymaya çalışırız. Bunların hepsi zamandan sıyrılıp bir şekilde içinde bulunduğumuz durumu unutmaya yönelik eylemlerdir. Aslında daha çok felsefi bir yaklaşım var kitapta. Ben daha önce unutma üzerine nörolojik bir kitap da okuduğum için benim için faydalı oldu ama ilgisi olmayanları sıkabilir.

  • Yonca Güneş Yücel

    Augé’nin elimdeki kitaplarının sonuna geldim. Edebiyata olan tutkusuyla kendisi de oldukça kurmaca bir anlatı kuruyor: Bu metodu da çok kafa açıcı.

    Başkalarının kurmaca içinde yaşadıklarını öne süren bakış açısının tek yanlılığını ifşa ediyor. Hayır, sadece başkaları değil sen de ben de kurmaca içinde yaşıyoruz diyor.

    Kurmacalarımız birbirlerinden farklı. Daha da ileri giderek değil mi ki birkaç anlatıda birden yaşadığımızı da hatırlatıyor. Herbirinde birbirinden farklı kaç rolle yaşanıyor bu hayat! Haklı mı? Haklı.

    Bu haklılık, bence de “kendi mutsuzluğunun hikayesinden başka her şeye gözünü, kulağını kapamış birilerine” çare, buluş niteliğinde. Aslolan kendi yaşadığımız kurmacaların farkına nasıl varacağız? Augé’ye göre bireysel ve kolektif yaşamın en önemli kurmaca uygulayıcısı, işlemcisi ‘unutma.’ Gerisi, ötesi çeşit çeşit, biçim biçim, kaleme alınmış.

    Okuyunuz.

  • Sevim Tezel Aydın

    Hatırlama ve unutma üzerinde düşündüğüm, zaman zaman beni çok yoran alanlar, dolayısıyla Marc Auge’nin yazdıklarını ilgiyle okudum.
    “Unutmak, toplum için olduğu kadar birey için de bir zorunluluktur” diye söze başlayan Auge kitapta antropoloji, etnografya, felsefe, inanç, edebiyat üzerinden unutmanın biçimlerini, önemini anlatmış. Kolay bir metin değil, ancak benim için zihin açıcı oldu.

  • Dilek

    Unutma biçimleri üç başlıkta inceleniyor. Öncelikle insan hayatında nasıl unutur, gerçekte nasıldır diye bahsedilip sanatta ve edebi anlatımda olay örgüsü içinde okuyucuya nasıl aktarım yapılır, bundan bahsediliyor. Son olarak ise unutmanın yapısı, geri dönme - erteleme- yeniden başlama döngüsü anlatılıyor.

    *"Şimdiki zamanda kalmak için unutmak, ölmemek için unutmak, sadık kalmak için unutmak gerekir."

  • Mehmet

    "Aşkı ölümün etkisine terk eden şey, unutma ve gelecek takıntısıdır: çünkü seven insan bir gün artık sevmez olacaktır ve bu onun açısından "bir tür ölüm" demektir. Aşkın korkunun eline terk eden şey de anımsama ve geçmiş takıntısıdır; çünkü geriye dönük kıskançlık, ihanet ve kötülük işaretleri bulmaktan geri kalmayacaktır"

  • Ndrunella

    Il testo di Augè aiuta a comprendere una verità forse poco approfondita: la necessità di dimenticare per poter davvero ricordare. La selezione del ricordo, come esso necessiti di varie manipolazioni per poter divenire l'oggetto della nostra identificazione. Molto interessante.

  • A. F. Doğan

    Sonuç olarak unutma, daima şimdiki zamanda çekimlenir. Hatta diyebiliriz ki, unutma söz konusu olduğunda bütün zamanlar şimdiki zamanın zamanlarıdır, çünkü geçmiş onun içinde kaybolur ya da kendisini onda yeniden bulur ve gelecek ancak bir taslak olarak onda ortaya çıkar.

  • Atila Demirkasımoğlu

    Bir deneme daha çok. Birkaç nokta güzel ama derli toplu bir görüş ifade edilmemiş.

  • Beyza

    unutmak bir görevdir belki de.

  • Nicolas

    Esperaba mucho más, un capitulo se hace completamente agobiante, sin embargo, tiene partes que son bastante rescatables e interesantes

  • D. Pimentel

    everything concerning memory and oblivion, and the last chapter especially slaps. has some real thought provoking bits that made me stop and just /think/. but it can get kinda weird when it dwells in the ethnological investigation parts (uncomfortably too positive view of the impact of colonialism on ”creating new narratives” for example).

    solid 3.5 ⭐️

  • Phakin

    Congrats to me! I'm finished. Not easy to read, not easy to rate. 4 Stars for insisting that i have to improve my reading skill a lot! TOT

    "คำนิยามที่ว่า การลืมเลือนคือความทรงจำที่สูญหายไปนั้น มีความหมายอีกแง่หนึ่งทันทีที่เรารับรู้มันในฐานะส่วนประกอบของระบบความจำ กล่าวคือ ค่อนข้างชัดเจนว่าระบบความจำของเราจะเต็มสมบูรณ์ (saturated) อย่างรวดเร็ว หากเราจำต้องรับรู้ภาพเหตุการณ์ในวัยเด็กทุกๆ ภาพ โดยเฉพาะอย่างยิ่งช่วงที่ยังเป็นทารก [...] สิ่งที่น่าสนใจก็คือสิ่งที่หลงเหลืออยู่ และสิ่งที่หลงเหลืออยู่ [...] ก็คือผลผลิตของการกัดเซาะโดยการลืมเลือน ระบบความจำจึงถูกสรรค์สร้างด้วยการลืมเลือน เช่นเดียวกับที่ชายฝั่งถูกสรรค์สร้างด้วยทะเล [...] การลืมเลือนก็คือพลังชีวิตของระบบความจำ และความทรงจำก็คือผลผลิตของมัน"- Marc Augé

    =========================


    สิ่งที่จารึกในจิต (mind) ของเรา ไม่ใช่ความทรงจำ ทว่าเป็นร่องรอย หรือสัญลักษณ์ของการหายไปของบางสิ่ง (the absence) โดยปราศจากการลืม ร่องรอยเหล่านี้ก็ไม่สามารถแยกแยะออกมาได้ และถึงที่สุด มันจะไร้ความหมาย การไม่ลืมอะไรเลยจึงทำให้เราไม่สามารถเรียนรู้ความหมายของสิ่งที่เราจดจำได้ นั่นเอง

    Marc เสนอว่าการลืมประกอบด้วย 3 รูปแบบหลัก ได้แก่ การหวนคืน (the return) กล่าวคือ ย้อนกลับไปสู่อดีตที่ผ่านไปนานแล้ว ด้วยการลืมปัจจุบันหรืออดีตที่เกิดขึ้นไม่นานนัก การระงับ (the suspension) คือ การตัดขาดปัจจุบันจากอดีตและอนาคต การเริ่มต้นใหม่ (the rebeginning) ซึ่งก็คือ การถือกำเนิดของอนาคตด้วยการลืมทุกสิ่งที่ผ่านมา

    ความคลุมเครือประการหนึ่งเกี่ยวพันกับการแสดงออกของ 'หน้าที่ในการจดจำ' ผู้ที่ตกอยู่ใต้อำนาจของมัน ไม่ใช่ผู้เป็นเหยือหรือพยานของเหตุการณ์หนึ่ง เพราะเห็นได้ชัดว่า ผู้รอดชีวิตจากการฆ่าล้างเผ่าพันธ์ไม่จำเป็นต้องถูกเตือนว่าพวกเขาต้องจำอะไร มีหน้าที่จดจำอะไร ในทางกลับกัน หน้าที่ของพวกเขาอาจเป็นการเอาตัวรอดจากความทรงจำ หลีกหนีจากภาพปรากฎอันไม่รู้จบของประสบการณ์อันมิอาจบอกเล่า

  • Michael<span class=

    my blog on this


    http://homersmuse.blogspot.com/2015/0...

  • V

    A long essay on forgetting, with few thoughts that I thought were valuable