Yaşsız Zaman: Kendi Etnolojini Yapmak by Marc Augé


Yaşsız Zaman: Kendi Etnolojini Yapmak
Title : Yaşsız Zaman: Kendi Etnolojini Yapmak
Author :
Rating :
ISBN : 9750838866
ISBN-10 : 9789750838866
Language : Turkish
Format Type : Paperback
Number of Pages : 72
Publication : First published January 1, 2014

"Kısacası, en derinde bana ait olan, zaman içerisinde beni ölüme, kendi ölümüme yaklaştıran ilerleyişimin derecesi kayıt altına alınmış, çerçevelenmiş, düzenlemelere, özel izinlere, istisnalara tabi tutulmuştur. Eğer yaşımsam ve sadece yaşımdan ibaretsem, özümde, herkesin tanıdığı kurallar tarafından sıkıca belirlenmiş, sosyal ve kültürel bir varlığımdır. Fakat bu kurallar yığını beni gerçekten ilgilendirir mi? Ben gerçekten yirmi bir yaşıma geldiğimde reşit oldum mu? Bu dönüşüm şimdilerde benimkinden üç yıl önce mi gerçekleşiyor? Emekli olunca başka biri mi oldum? Altmış beş, yetmiş ya da seksen yaşımdan sonra söyleyecek bir şeyim kalmadı mı? Bu bir özgürlük meselesidir ve uzayan yaşam süresi daha çok kişiyi çemberin dışına atabilir."

Fransız düşünür Marc Augé’den yaşam, yaşlanma ve kendini tanıma üzerine bilgece bir kitap: Yaşsız Zaman.

Augé, yaşam koçluğu ve kişisel gelişim teorileriyle boğulmuş çağımızda, her türlü kurtarıcı ideolojiden uzakta, adeta okurla sohbet edercesine, kediler ve kitaplarla birlikte olgunluğun yollarını arşınlıyor.


Yaşsız Zaman: Kendi Etnolojini Yapmak Reviews


  • A. Raca

    "İster bilgi kaynağı ister tecrübe birikimi olsun, yaşlılık diye bir şey yoktur. Yaşlılık diye bir şey olmadığını anlamak için yaşlanmak yeter."

    Çok fazla ortak noktada buluşuyoruz kendisiyle.

  • Metin Yılmaz

    Çok kısa da olsa değindiği kısımlar düşünmenize neden olacak ya da zaten düşündüğünüz olan bölümleri tekrar masaya yatırmanıza neden olacak.

  • Ulas

    35 yaş üstünün sırf keyif için okuyabileceği bir kitap. Benim de pek düşünmeden kullandığım kalıplara değinmiş.

  • Hakan

    “Nostalji ya da vicdan azabı zamanı ele aldığında zalimce bir eleme yapar. Unutmak onun gizli ve en etkili silahıdır, öyle keskin bir kılıçtır ki bu, hatıraları budayarak inceltir, en iyisini seçer ve hiç olmamış bir geçmiş uydurur. Çocukluk aşklarmızın cennetinin o kadar güzel olmadığını içten içe çok iyi biliriz. Boşuna olduğunu bile bile dilediğimiz şey, şimdiki özlem, arzu ve hayallerimizi orada bulmaktır. Pişmanlık duyduğumuz şey aslında hiç olmamıştır çünkü tam tersine şimdiki zamandaki arzumuzu geçmişe yansıtmak onu var eder.”



    “Alzheimer hastalığı, unutmanın doğal bir süreci hızlandırmasından başka bir şey değildir, öyle ki dayanıklı imgeler, yani en sadık imgeler, çocukluktan kalanlar olur. Buna sevinelim ya da üzülelim, bu tespit bir parça acımasız da olsa kabul etmek gerekir: Herkes genç ölür.”

  • belisa

    her zamanki gibi nefisti, çıkarımlarını, bakış açılarını, anlatımını seviyorum, dünyayı daha fazla görmemi sağlıyor...

  • Ekin

    First time I'm reading Augé, (i got to point out the success in turkish translation). I haven't realized the concepts of age and time in a social construct, but the book helped me expand my thoughts about how actually it affects our understanding.

  • martina

    Mi aspettavo qualcosa di diverso, per qualche motivo che ancora non trovo.
    Ho apprezzato lo stile: scorrevole, corretto e ben argomentato, in pieno stile francese.
    Mi è piaciuta anche questa sorta di struttura circolare: il libro si apre con una riflessione sui gatti e si conclude con i gatti, ma, nella parte finale, l'autore arriva ad esprime quello che secondo me è il concetto chiave del libro, perché sì, la vecchiaia non esiste, ma questo anche e soprattutto perché quando si muore, si muore giovani.
    In futuro, lo rileggerò.

  • Puzzlekoob_Giadi

    Cosa si può dire di questo libro? Io lo definirei vademecum se non addirittura “Bibbia” ma non vorrei risultare blasfema.
    Per gli operatori del settore ma anche familiari o semplici curiosi (per prepararsi al futuro o per qualsiasi cosa in realtà) è assolutamente da leggere.
    Non nascondo che un minimo di attitudine al linguaggio filosofico debba esserci: non è una lettura semplice ma è una lettura necessaria.
    Sembra strano ma sento un senso di abbandono… vorrei non averlo mai finito. STUPENDO

  • Mehmet

    Auge denemelerden oluşan kısa kitabında yaşlılık diye bir şeyin olmadığını iddia ediyor ve bedensel yaşlılık ile zihinsel yaşlılığın karşılaştırılması, bireysel hatıraların toplumsal olaylarla iç içe geçişi, hafızanın kurmaca karakteri, sanat eserlerinin ‘eskimesi’, hayvanların ölümünün anlamı, yaşlandıkça diğer insanlarla girilen ilişkiler gibi konuları akıcı bir şekilde anlatıyor.

  • Cemre Okcu

    "Ölümünden beş dakika önce, Mösyö de la Palisse hala yaşıyordu." İyi de yapıyordu.

  • Clara Mazzi

    Mi aspettavo di più, ecco. Tutto qui. Augé è senza dubbio persona colta e intelligente, ma non mi sembra abbia un dono particolare per la scrittura - che definirei: onesta, da bravo scolaretto - né per le riflessioni - che definirei: carine e qui mi fermo. Mi ha tanto ricordato "L'eleganza del riccio", ovvero un libro osannato dalla critica (e da tanti lettori) che a me era parso di una banalità ai limiti dell'insulso: aria fritta, servita magnificamente. Questo è leggermente meglio.

  • Mustafa Sütlaş

    yaşlanmanın doğallığı üzerine yazılmış iyimser bir kitap. kedilerden ve kitaplardan da söz etmiş. yazarını tanımıyorum ama yaşlılığı sevdirmeye çalışmış. sevilir mi ki?